Hatta çalışan başına yılda kaç saat eğitim verdiklerini ölçüp, bunu kamuoyu ile paylaşmayı bir imaj yatırımı olarak görenler bile var. Bu eğitimlerden de mutlaka bir fayda sağlanıyor. Ancak, her geçen yıl daha önemli bir yatırım olarak gündeme gelecek olan eğitim yatırımlarını da diğer yatırımlar gibi ciddi bir şekilde planlanmak ve verimliliğini yükseltmeye çalışılmak gerekiyor. Madem ki “en değerli kaynağımız insan kaynağı,” öyleyse onun en etkin şekilde kullanımı da şirketlerin “en önemli çalışmalarından” olmalı.
Eğitim planlamasında şirketler için iki hedef var: (1) çalışanlara şirket standartlarının kazandırılması ve kişinin görevini olması gerektiği gibi yerine getirmesini sağlamak, ve (2) yüksek potansiyelli çalışanların vizyon ve bilgisini artırarak şirket için başka düzeylerde de katma değer yaratmasına hazırlık yapmak.
Eğitim planlamasında en önemli hata, sonuçlarının ölçülmesi güç olan birçok alanda olduğu gibi, sadece girdilerin ölçülmesi. Yani yönetim tarafından takip edilen tek ölçütün çalışan başına verilen eğitim-saat olması. Bu ölçüm tekniği sonucunda verilecek kararlar da sadece bu kriterin artırılması veya azaltılması yönünde olyor. Oysa, güç de olsa alınan eğitimden sağlanan yarara ilişkin ölçümlerin geliştirilmesine gerek var. Böylelikle sadece “ne kadar eğitim?” sorusuna değil, aynı zamanda “kimden, hangi eğitim?” sorusuna da cevap verebilecek veriler toplanabilir.
Alınan eğitimin yararı eğitimden sonra yeni bilgilerin kullanılmasıyla sağlanyor. Dolayısı ile eğitimden sonraki dönemde sağlanan iş ortamının yeni bilgileri kullanmaya uygun olarak hazırlanması ve eğitimin zamanlamasının buna uygun olarak planlanması eğitim yatırımlarının verimini artırıcı unsurlar. Yani, üretimde olduğu gibi eğitimde de “just-in-time” kavramı verimliliği artırıyor.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da eğitim planlamasının sadece insan kaynakları departmanının işi veya çalışanın talebine bağlı olarak gerçekleştirilen bir faaliyet olarak görülmemesi gereği. Çünkü eğitim insan yönetiminin sadece bir parçası. Eğitim planlaması hem performans yönetiminin, hem de kariyer planlamasının bir parçası olarak ele alındığında daha verimli sonuçlar verebiliyor. Performans yönetimi ve kariyer planlaması ise üst yönetimin en önemli görevleri arasındadır. Dolayısıyla eğitim planlaması üst yönetim tarafından performans yönetimi ve kariyer geliştirme süreçlerine yatırım olarak ele alınmalı.
Dünya ile rekabet edebilmek için tüm kaynaklarımızı verimli ve etkin kullanmalıyız. Çağımızda en önemli kaynak haline gelen insan kaynaklarını ve eğitim olarak onlar için yapılan yatırımların da verimli olmasını sağlamak bu sürecin de iyi yönetilmesinden geçiyor.